- yüz rengi
- yüz rengi sGesichtsfarbe f
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
kırtış — yüz rengi; yüz I, 460 § yer kırtışı; yeryüzü. 1. 461 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
beniz — is., nzi 1) Yüz Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Yüz rengi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller beniz geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bet — is. 1) Beniz kelimesi ile birlikte, yüz rengi anlamında ikileme oluşturan bir söz 2) Bereket kelimesi ile birlikte bolluk anlamında ikileme oluşturan bir söz Ucuzluklarına hayret ettiğimiz her çeşit satıcılar, o bet bereket nereye kaybolmuş? H. R … Çağatay Osmanlı Sözlük
ak — is. 1) Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Ablak yüzlü, kısa kesilmiş ak sakallı bir adamdı. M. Ş. Esendal 3) Beyaz leke Bir gözünde ak var. 4) Bazı şeylerde beyaz bölüm Yumurta akı. Gözün akı. 5) sf., mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizgi — is. 1) Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril Bu kâğıda üç çizgi çekti. Ö. Seyfettin 2) Yüz ve vücut hatlarının her biri Gözlerinin rengi, yüzünün çizgileri, boyu bosu bile değişmiyordu. O. Rifat 3) mat. Bir noktanın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kararmak — nsz 1) Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak 2) Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı. P. Safa 3) Ateş sönmeye yüz tutmak 4) mec. Kederlenmek, canı sıkılmak 5) mec. Niteliğini yitirmek Eşsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tamlayan durumu — is., dbl. Ad görevindeki sözün taşıdığı kavramı başka bir kavrama ın / in / un / ün, nın / nin / nun / nün ekiyle bağlayan durum, genitif: kitab ın (kapağı), ev in (damı), araba nın (sileceği), okul un (kapısı), yüz ün (rengi) vb … Çağatay Osmanlı Sözlük
yutmak — 1. i, ar 1) Haksız olarak kendine mal etmek, zorbalıkla elinden almak Sakarya nın doğusunda Türk Ordusu da kıvrılarak bu canavarın Ankara yı yutmasına mâni olmaya çalışıyordu. H. E. Adıvar 2) Oyunda bir şey kazanmak 2. i, ar 1) Ağızda bulunan bir … Çağatay Osmanlı Sözlük